Oyun Deyip Geçmeyin

Prof. Dr. Belma Tuğrul

Oyun çocuk tarafından başlatılır ve çocuk tarafından yönetilen bir süreçtir. Oyun sırasında çocuk hem oyunu hem de kendini yönetir. Bu anlamda oyun kişilik gelişim sürecinin en etkili elemanıdır. Oyun yaparak yaşayarak öğrenmenin en üst seviyedeki yapılanmasıdır, anlam çıkarma ve anlama eylemleridir. Çocuk duyularıyla algıladıklarını zihninde işleme sokar ve daha sonra bunları eyleme dönüştürür. Oyun çocuklar için yeni bilgiler edinme, eski bilgilerini kullanma ve bilgilerini yeniden düzenleme ve yapılandırma sürecidir . Oyun, çocuğun özgürce ve kendiliğinden yaptığı, bazen bir amaca yönelik bazen de bir amaca yönelik olmaksızın “özgün ve esnek” eylemleridir. Oyun yaşamı güvenli, anlamlı ve keyifli kılmak için doğal ve yapılandırılmış ortamlarda ortaya çıkan çocuk için en vazgeçilmez bir uğraştır. Oyunda sonuç değil süreç önemlidir.

 ‘Oynamayan tay  at olmaz’  atasözümüz  de  oyunun  yaşamsal  önemini  vurgulamak  açısından son derece   dikkat çekicidir.   Oyun bir çocuğun  varoluş yolculuğunun  ta kendisidir.  Sanıldığının aksine  oyun sadece  hoş vakit geçirmek yöneldiğimiz  bir  boş zaman  doldurma  aracı değildir. Oyun çocuğun  yüksek yararını gözeten  gelişimsel fırsatların en  önemlisidir.  Oyun, çocuğun sadece boş zamanlarında yöneldiği  keyifli zaman geçirme  faaliyetinden  daha fazlasıdır.   Oyun , biz yetişkinler için, basit -sade bir çocukluk faaliyeti olarak görülse de , sonuçları  itibariyle çok zengin  bir büyüme  ve  gelişme  sürecidir. Yetişkin dünyası oyunu sadece boş zaman geçirilen bir eylem olarak kabul ettiği sürece,  çocukların evde ve okulda oyundan istenilen seviyede yararlanabilmeleri mümkün görünmemektedir. Oyunun uzun vadede insan psikolojisi üzerinde yarattığı olumlu etkileri incelendiğinde ‘oyun ile gelişim’ arasındaki bu olumlu ilişkiden dolayı, oyunun okul programlarına  da  dahil edilmesi  gerektiği anlaşılmaktadır. Oyun çocuğun hem  şimdisi  hem de  geleceği açısından düşünüldüğünde   sağlıklı büyüme ve gelişiminin bir garantisidir.  Oyunun iyileştirici, geliştirici ve öğretici yönü onu güçlü kılmaktadır. Oyun, çocukların  basitten  karmaşığa, somuttan soyuta  doğru gelişen düşünme  ve dil becerilerinin gelişmesine temel oluşturan,  en doğal  gelişimsel  fırsat olarak  görülmelidir. Oyun çocuğun iç dünyasının  dışa yansıyan ayna gibidir.    Duygularını,  düşüncelerini, gereksinimlerini  ve ilgilerini  somut olarak dile getirdiği, iç dünyasının yansıtıldığı gerçek  bir deneyim alanı olan oyun  aynı zamanda çocuğun iç görü kazanmasında da etkili rol oynamaktadır.